Kevser suresi Mekke döneminde inmiş olup 3 ayettir. 30. cüzde yer alır. Mushaftaki sıraya göre yüz sekizinci, iniş sırasına göre on beşinci suredir.
Surenin ismi ilk ayette Hz Muhammed’e (s.a.v) verilen bir nimet olan Kevser’den bahsedilmesinden dolayı gelmektedir.
Kevser, bol bereket ve iyilik demektir. Aynı zamanda cennetteki bir nehrin adıdır. Bu surede Allah’ın Peygamber Efendimiz’e (s.a.v) verdiği bir nimetten bahsedilmektedir.
Bu nimetin ne olduğu konusunda farklı görüşler vardır: bazıları bunun İslam’a, Kur’an-ı Kerim’e, peygamberliğe, çok sayıda takipçiye,müslümanlara , Peygamber Efendimiz’in kızı Hz Fatıma’ya vb. işaret ettiğini söyler.
Pek çok müfessir bu surenin anlamının Hz Muhammed’in kızı Hz Zehra’yı işaret ettiğine inanır. Çünkü surede Peygamber Efendimiz’in (s.a.v) oğlu olmadığı için çocuksuz ve eksik olduğunu düşünenlerden söz edilmektedir. Cenab-ı Hakk onlara cevaben bu sureyi indirmiştir.
Surenin tüm ayetleri Peygamber Efendimiz’e (s.a.v) hitap etmektedir. Amacı ise İslam Peygamber’inin (s.a.v) karşı karşıya olduğu zorluklara, sıkıntılara ve kafirlerin alaylarına karşı cesaret vermektir.
Sure, Peygamber Efendimiz’ (s.a.v) verilen nimetin müjdecisidir. Onu böylesine büyük ve önemli bir nimete karşılık Allah’a hamd ve şükretmeye çağırmaktadır.
Bu ayetin diğer bir konusu ise namaz kılmanın, kurban kesmenin ve diğer ibadetlerin tüm nimetleri yaratan Allah’a yönelik olduğu ilkesinin vurgulanmasıdır. Bu, bazı insanların putlara ve sahte tanrılara taptığı ve onlara kurban sunduğu bir dönemde dile getirilmişti.
Araplar erkek çocuğu olmayan kimseyi “sonu yok, soyu kesik” gibi sıfatlarla niteler ve bu tür lakaplarla anarlardı. Tefsirlerde anlatıldığına göre Hz. Peygamber’in erkek çocukları ölünce müşrikler onu da ebter lakabıyla anmaya başlamışlar ve “Bırakın onu; o, sonu gelmeyecek, soyu kesik bir adamdır!” diyerek hakaret etmek istemişlerdir. İşte 3. ayet, onların bu davranışlarını kınamakta, her ne kadar erkek çocukları bulunsa da asıl soyu kesileceklerin kendileri olduğunu haber vermektedir.