Hûd suresi; Peygamberi yaşlandıran sure

Allah'ın rahmeti ile ilgili konuların yanı sıra, Kur’an'ın bazı ayetlerinde ahirette ilahi adaletin mahkemesi ve bir kısmı Hûd Suresi'nde zikredilen zalim kavimlerin cezalandırılması işlenmektedir. Bu surede tasvir edilen görüntü o kadar büyük ki Peygamberimiz bu sûrenin kendisini yaşlandırdığını söyledi!

Hûd Suresi, Kur'an-ı Kerim'in on birinci suresi ve Mekki surelerinden biridir. Bu surenin 123 ayeti vardır ve vahiy sırasına göre nazil olan elli ikinci suredir. Bu sure 11. ve 12. cüzlerde yer almaktadır.

Hûd, MÖ 700 civarında Suudi Arabistan'ın güneyinde peygamber olan ilahi peygamberlerden biridir.

Hazreti Hûd 'un adı Kur’an'da birkaç kez geçmektedir ve bir surenin adı da onun adınadır. Bu sûrede Hz. Hûd ve kavminin kıssası anlatılmaktadır.

Bu sure, Medine'ye hicretinden önce Mekke'de İslam Peygamberi'ne (s.a.v) vahyedildi. Bu dönemde İslam Peygamberi (s.a.v.) amcasını ve eşini kaybetmişti. Bu sebeple bu surenin başında Peygamber Efendimize hitaben teselli edici cümleler bulunmaktadır. Ayrıca önceki peygamberlerin yaşadıkları zorlukları ve elde ettikleri zaferleri de inceler.

Bu surede Nuh, Hûd, Salih, Lût, İbrahim ve Musa gibi peygamberlerin kıssaları anlatılmaktadır. İnsanlara yol göstermek için katlandıkları zorluklar, insanların zulmü nedeniyle peygamberlerin ümmetlerine indirilen ilahî cezalar. Dostlarının ve arkadaşlarının az olmasına rağmen zafer her zaman peygamberlerin olmuştur.

Hûd Suresi'nin ilk dört ayeti, Kur’an öğretilerini içerir. Bu öğretiler arasında tevhid, peygamberlik ve mead ile Allah'ın müminlere ve salih ameller işleyenlere vaadinin bir açıklamasıdır. Bu sure, Kıyamet Günü ve o ilâhî adalet mahkemesinde sorgulanma ile ilgili sarsıcı ayetler ve zulme yönelen kavimlerin cezalandırılmasıyla ilgili ayetler içermektedir. Bu sebeple ünlü bir hadiste İslam Peygamberi (s.a.v) "Hud Suresi beni yaşlandırdı!" diyor.

Bu hadisin tefsirinde Abdullah ibn Abbas'tan, Peygamber (s.a.v) için Hûd suresi 112. Ayetinden (Öyle ise emrolunduğun gibi dosdoğru ol. Beraberindeki tövbe edenler de dosdoğru olsunlar. Hak ve adalet ölçülerini aşmayın. Şüphesiz O, yaptıklarınızı hakkıyla görür.) daha şiddetli ve zor hiçbir ayetin olmadığı, rivâyet edilmiştir.