Kureyş suresi Mekke döneminde inmiş olup 4 ayettir. 30. cüzde yer almakta ve Mushaftaki sıralamada yüz altıncı, iniş sırasına göre yirmi dokuzuncu suredir.
Surenin ilk ayetinde Kureyş kabilesinden ve Kureyş’in yazlık ve kışlık seyahatlerinin konusuna değinilmekte. Bu yüzden bu sureye ‘Kureyş’ adı verilmiştir.
Kureyş kabilesi en ünlü ve önemli Arap kabilelerinden biriydi. Hz. Muhammed (sav) bu kabilenin bir üyesiydi. Kureyş kabilesinden bahseden tek sure bu suredir.
Kur’an-ı Kerim müfessirleri Kureyş Suresi’ni Fil Suresi’nin devamı olarak kabul eder. Kur’an-ı Kerim, Fil Suresi’nde düşmanların tehditlerine ve Kabe’yi yok etme girişimlerine işaret eder. Ancak bu surede Kureyş kabilesinin Mekke’de sağladıkları barış ve huzurdan bahsedilmektedir. Bu barış ve huzur İslam Peygamberini (sav) bu kabileden çıkaran, peygamber mertebesine ulaştıran ve İslam dinini yayan bir huzur ve barıştır.
Kureyş surenin ikinci ayetinde bu kabilenin hayatını yaz kış Yemen ve Suriye topraklarına seferlere giderek geçirmelerinden bahsetmektedir. Bu insanlar Mekke’den gelen deri ve deniz ürünleri ile deniz kıyısına boşaltılan malları Şam’a taşırlardı.
Bu sayahatler, hayatın gereksinimlerini karşılamanın yanı sıra, aralarındaki birlik ve dostluğu daha da sağlamlaştırdı.
Hz. Muhammed’in (s.a.v.) Peygamber olarak tayin edilmesinden sonra, Kureyş halkının artık seyahat etmesine gerek kalmamıştı, çünkü dünyanın her yerinden insanlar Peygamber Efendimiz (s.a.v)'i görmek için Mekke'ye gelir ve orada ürünlerini satarlar ve Mekkeliler ihtiyaçları olan her şeyi satın alırlardı.
Kabe de Kureyş kabilesi için bir bereket kaynağıydı ve sure, kabile üyelerinin kendilerini açlıktan koruyan, rızıklandıran ve güvensizlikten kurtaran Evin Rabbine ibadet etmeleri gerektiğini vurgular.
Ticaretlerini genişleterek ihtiyaç duydukları her şeyi onlara sağladı, topraklarınada güvenliği getirdi.