Kur’an-ı Kerim müminler için şifadır

Kur’an-ı Kerim insanları küfrün, inkarın, isyanın, zulüm ve adaletsizliğin karanlığından imanın, hakka teslim olmanın, hak ve adaletle hükmetmenin aydınlığına çıkarmıştır.

İnsanoğlu yeryüzüne indiğinden itibaren pek çok hastalıkla karşı karşıya kalmıştır. Tüm alemin yaratıcısı olan Yüce Allah bu hakikatı bildiğinden manevi ve düşünsel hastalıklara şifa için bir reçete vermiştir.

Hastalıklar tüm insanları etkileyen konuların başında yer alır. İnsan hastalıkları fiziksel ve manevi olmak üzere iki çeşittir. Fiziksel hastalıklarda genellikle belirgin belirtiler görülür. Örneğin hapşırdığınızda, öksürdüğünüzde veya boğazınızda yanma hissettiğinizde bunun soğuk algınlığı belirtilerinden olduğunu bilerek bunlarla karşılaştığınızda doktora gider ve tedavi olursunuz.

Allah’ın Kur’an-ı Kerimde bahsedilen sıfatlarından biri de her derde derman olarak şifa vermesidir. İsrâ suresi 82. Ayetinde şöyle buyruluyor:” Biz Kur’an’dan öyle bir şey indiriyoruz ki, o müminler için bir şifa, bir rahmettir; zalimlerin ise sadece ziyanını arttırır.”

Doğal olarak sağlıklı bir insanın tedaviye ihtiyacı yoktur. İnsan bir hastalığa yakalandığında tedavi arar. Allah Kur’an’ı insanların hastalıklarına şifa olması için göndermiştir. İnsanlık için kalıcı bir reçete ve en iyi ilaçtır.

Çünkü:

1-Kur’an hiçbir yan etkisi olmayan müminin sağlığını tehlikeye atmayan çok faydalı bir ilaçtır.

2- Kur’an-ı Kerim nüzulünün üzerinden 1400 yıl geçmesine rağmen hala birçok insanı hastalıklardan kurtarmaktadır. Bu ilacın son kullanma tarihi yoktur ve müminlerin sonsuza kadar kurtarıcısıdır. Kur’an, insanlığın zayıf ve güçlü yönlerini bilir ve bu nedenle insanlığa sonsuza kadar cevaplar verebilir.

Yukarıdaki ayette “zalimlerin ise sadece ziyanını arttırır” ifadesi, Kur’an’ın şifasının sadece müminler için olduğunu ve zalimlerin bundan fayda görmeyeceğini göstermektedir.

Örnek olarak Kur’an ayetleri yağmur gibidir. Yağmur yağdığında bahçeye can verir ve güzel çiçeklerin büyümesine neden olur ama bataklıkta yağmur sadece kötü kokuya neden olur. İşte tam da bu nedenle Kur’an’ı kullanmak için önce onu kabul etmeye hazır olmak gerekir.

3- Ruh sağlığı beden sağlığından daha önemlidir. Dünyadaki birçok insan fiziksel olarak formda olabilir, ancak manevi huzurun olmaması nedeniyle hayattan zevk alamaz. Öncelikle insan ruhunun hastalığına çare bulunmalıdır. Daha sonra vücudunun hastalığına çare bulunabilir.

Örneğin fiziksel sağlık açısından çok iyi olan bir sporcu düşünün ancak aynı sporcu sahada aldığı sonucu ruhsal sorunlar nedeniyle rakibine bırakabiliyor. Yada kanser olan bir hastayı düşünün bu tür bireylere, hastalığı yenmeleri ve manevi olarak güçlenmeleri için pozitif enerji verilerek yardımcı olunur.

Hz Ali (a.s.) Kur’an hakkında şöyle buyurmuştur: “Bu büyük semavî kitaptan hastalıklarınıza şifa dileyin ve dertlerinize çare için ondan yardım dileyin.Çünkü bu kitapta en büyük dertlerin dermanı vardır: Küfür, nifak, dalâlet.”